Yazdıkları
Denemeler

HIRÇIN



Sana nasıl tutkunum bir bilsen… Çiçeğin suya, toprağa tutkun olması gibi. Sende kendimi, tanıdığım sevdiğim her kişiyi buluyorum ayrı ayrı. Suskun olduğunda, hani şöyle düz, durgun olduğunda bir asilin soyluluğunu veriyorsun. Laciverte çaldığında, renginin tahammülsüz olduğunu insanlara çok iyi biliyorum. Sevdiklerini bile kabullenmeyecek kadar tahammülsüz ve isyankar… Geceleri tıpkı gizemli, bilinmez bir efsane gibi olursun. Hele mehtap da aydınlatmışsa seni ve usul usul yakamozla parlarken, bir aşk nağmesi söyler dalgaların… Ama ben seni en çok böyleyken seviyorum. Böyle hırçın, böyle ele avuca sığmaz iken…



Hırçın desem sana kızar mısın?



Göğün uçuk mavisini yalancı çıkarır gibi çakır bir mavilik kaplamış seni ufuk çizgisine dek, ondan da öte! Dev bir ordunun yürüyen askerleri sanki dalgalarının inançlı, kararlı kıpırtıları! Kıyıya yakın boz bulanık oluyor rengin. Biliyorum bu hiddetin, önüne engel konulmasından. İşte ben senin bu engel tanımayışını seviyorum. Yıkamayacağın, geçemeyeceğin dev beton engeller olsa da önünde, yine de aşmasını biliyorsun onları… Yine de üstüne çıkabiliyorsun onların… Bak gördüğüm en mağrur onur var kıyının betonuna patlayan dalganda…  Dantel dantel işlenmiş bir incelik saçılan her zerresinde… Ancak bir o kadar da güç dolu, inanç, inat dolu! Şu taş parçalarını almak istemesine bağlı savaşına… Hiç almayacağını, alamayacağını bilse de…



            Sen bir sevdasın baştan sona… Asla yaşanmamış hırçın bir sevda… Zincire vurulmuş milyon tane, sonsuz tane duygu var sende. Sende bir güzellik var, vahşi, dokunulmamış, bir kısrak gibi çevik… Ve buram buram, ılgıt ılgıt bir tütsü gibi özgürlüğün…



Mavisin… çakır mavi…  Ve hırçınsın sen dalga dalga tüm tutsaklıklara rağmen hür olmak adına!



28.12.1988