Human Form: Güven

“Gerçeğe ulaşmanın yolu dengeden geçer… Senin bütün dengelerin alt üst olmuş. Hayat, bir dengedir! Ve bu dengeyi kendimiz bozarız…”dedi. “Nasıl yani? Biraz daha açabilir misiniz?” dedim. Duru bir ifade ile anlatmaya başladı : ‘‘Evrendeki her şeyin tek bir amacı var: DENGE… Ama kaostan geçmeden dengeye ulaşmak çok mümkün değil!” bütün sırları çözmüş gibi muzaffer bir eda ile atıldım : “Ama entropi yani kaos varsa canlılık olur! Bu durumda dengede…” Sözümü kesti ve enerji vermeye devam ederek, “ Vücudunda her gün bir entropi oluyor, kaoslar yaşanıyor yani… Ama vücudunun tek bir hedefi var: DENGE!” dedi.

“Dengeye ulaşmak için doğuyor!” dedim ve yüzüne baktım. Huzur, dinginlik ve sahiden bilgelik vardı. “ Tam da öyle, dedi, en ideal durum dengedir… Sistem dengeli hale ancak her şey durduğunda gelir!” diye devam etti. “İşte bu yüzden o dengenin çok yakınında bir hayat 

süreceksin, bir tık sonra dengede olacakmış gibi… Ama asla olmayacaksın! Anlıyor musun?” Anlıyor muydum?  Beynimin çok hızlı çalıştığını hissediyordum. Aklıma yıllar önce okuduğum statik ve dinamik dersleri gelmişti, hep eşik değerler hesap edip dururduk. Kendi eşik değerlerimizi hiç hesap etmeden… Sonra fısıldar gibi cevap verdim Bilge’ye : ‘‘Dünyadaki bütün bilimsel denge hesaplarında hesaplandığı gibi… Öyle mi?” Sadece hafifçe tebessüm ederek enerji vermeye devam etti. Israrla devam ettim : ‘‘Bunu başarmak çok zor! Nasıl…” “Sana akan enerjiyi için çekiyor… Öfkeni, korkunu, endişeni hissediyorum… Bazen azalır gibi oluyor ama her gelişimde yeniden diriliyor… Oysa ne kadar yüksek bir enerjiye sahipsin. Enerjin ölüyor ve sen git gide dengesiz bir hal alıyorsun. Kendi içine bakmalısın, başka hiçbir yere değil. Ama gerçekle yüzleşerek bakmalısın. Egonun ne kadar esirisin? Yoksa vicdanın yani üst benliğin mi konuşuyor içinde… Sorularının cevabını bulup, egon ile vicdanını kendi içinin eşik değerinde bir etmen gerek…” sustu. Gitmek için ayağa kalktı. Hemen atıldım : ‘‘Bunun için bir alt ben ya da kullanılan şekliyle ego, bir vicdan arasında salınır durur insan! Bu şiddetli bir kaos değil mi?” diye itiraz ettim. Yüzünde o kadar mutlu bir ifade vardı ki: ‘‘Haklısın; yaşamın kendisi bir kaos… Hep salınacaksın! Kaos olmadan denge olmaz… Önemli olan sonunda kendi eşik değerinde dengeye oturmak. Ve bunu yaparken en büyük kozun pozitif yani hep iyi olmak olmalı, çünkü kaosun motivatörü kötülüktür!” diye cevap verdi.